

Nail Keçili…. Kelimenin tam manası ile “Feleğin çemberinden geçmiş, görmediği ihanet kalmamış” iş insanı ve Türkiye’nin reklam duayeni….
Sivri dilli, dobra.
Bilen bilir ama biz yine de kısaca kendisinden bahsedelim.
Anne tarafından Kanuni Sultan Süleyman’ın 14’ncü torunu, dedesi alim ve veli bir zat olan Merkez Efendi.
Soyağacı Keçili Aşireti’ne dayanıyor. Aile olarak İstiklal Savaşı’na katılmış ve Cumhuriyet’in kuruluşunda Atatürk’ün yoldaşı olmuşlar, mecliste milletvekili olarak hizmet vermişler. Unutmadan, Fenerbahçe’nin kuruluşunda da imzaları var.
2 kere evlenip ayrıldı. 1 kız babası.
BU SERVET VE ŞÖHRET NASIL GELDİ?
Elbette güzellik salonu açarak ya da kara para aklayarak gelmedi. Nail Bey’in babası Nadir Bey, sıkı bir Demokrat Partili 50’li yıllarda. İsmet İnönü’yü zerre kadar sevmez. Büyük inşaat müteahhidi. Nail Keçili çocuk yaşta Cumhurbaşkanı Celal Bayar ile tanışmış. Çankaya Köşkü’ne gidip defalarca elini öpmüş. Bayar’ın “Sen komitacı bir ailenin evladısın. Büyük adam olacaksın” dediğini hiç unutmamış. O günleri Nail Keçili’den dinleyelim: “Başbakan Adnan Menderes babamla çok samimi arkadaştı. Her salı Şişli’deki evimize gelir ailemle birlikte sofraya oturur kuru fasulye, pilav, su böreği, kaymaklı ekmek kadayıfı yer siyaset konuşurlardı. Türkiye 1950-1960 arası büyük atılımlar yaptı. Ama 1960 ihtilalinin mimarı İsmet Paşa ve Amerikalılar Türkiye’ye gaddar bir ihanette bulundular. Askeri cuntanın komuta kademesi çok cahildi. Demokrat Partilileri toplayıp Yassı Ada’ya tıktılar. Bunların içinde babam da vardı. 1,5 yıl sonra serbest kalıp işinin başına geçmek istedi. Ama bir de ne görsün? Ne şantiyeden ne de iş makinalarından eser kalmıştı. Bu felaket babamı 1962’de intihara sürükledi. O sırada Alman Lisesi’nde okuyordum. Okul müdürü bana lisan-ı münasiple (Baban intihar etti. Ailen seni başka bir okula kaydettirsin) dedi. Avusturya Lisesi’ne geçtim. Kısacası çocuk yaştan itibaren hep hayatın sillesini yedim. Beni ayakta tutan ne oldu biliyor musunuz? Allah’a olan inancım…Hep O’na güvendim. O, bana hep yardım etti.”
ALLAH “YÜRÜ YA KULUM” DEDİ
Nail Keçili 1970 yılında iki genç akademisyen arkadaşı ile Cenajans’ı kurdu. Türkiye’nin önde gelen büyük şirketleri ile çalışmaya başladı. 2002’de Amerikan Grey şirketi ile ortak olup “Cenajans Grey” adını aldı.
Sadece Türkiye’de değil yurt dışında da büyür Cenajans Grey. Azerbaycan’dan İngiltere’ye kadar birçok ülkede ofis açtı. Grup şirketleri ile birlikte binlerce çalışana ulaştı. Amerikan şirketleri başta olmak üzere birçok yabancı firmanın Türkiye’ye gelmesine ön ayak oldu. Türkiye’deki siyasi partiler ile çalıştı Cenajans Grey. Cumhurbaşkanı Özal’a tanıtım danışmanlığı yaptı Nail Keçili. Tansu Çiller’i başbakanlığa taşıyan yolun propagandasını üstlendi. Ve bir rekora imza attı Keçili. Yıllar içinde devlete 3,8 milyar dolar vergi ödedi. Bu yükseliş birilerini rahatsız etti. Hem de çok.
“DÜĞMEYE AYDIN DOĞAN”
Her şey yolunda gidiyordu. Ta ki Keçili arı kovanına çomak sokana dek. Geliştirdiği bir proje ile TRT’nin saat başı haber bültenlerini Türkiye’deki 200 yerel televizyonun ortak yayınına aldı ve TRT’ni arşivini bu kanallara açtı. Böylece yerel kanalların izlenilirliği ve reklam geliri artacaktı. Sonra ne mi oldu? Gelin Nail Keçili’den dinleyelim.
“Aydın Doğan bundan çok rahatsız oldu. Mesut Yılmaz’a (Nail, medya patronu olma yolunda. Ekmeğimizi elimizden alacak. Buna dur demek lazım) dedi. Bana yapılan operasyon böyle başladı. O yıllarda Aydın Doğan’ın Mesut Yılmaz’la verdiği görüntüler hala hafızalarda ve arşivlerde. Ve Doğan elindeki medya gücünü kullanarak bana iftira kampanyası başlattı. Dinç Bilgin de buna payanda oldu. Kısa süre içinde Cenajans Grey’e ve grup şirketlerine TMSF el koydu. Mallarımız satışa çıkarıldı. Tarabya sırtlarında 25 milyon dolar değerindeki Cenajans Grey binası 3,5 milyon Türk lirasına satıldı. Bu yüzden beyin kanaması geçirdim. İyileştim. Nekahet dönemini geçirmek üzere Marmaris’e geldim ve bir hastaneye yattım. Zamanın İçişleri Bakanı Sadettin Tantan hastaneye 18 ekip arabası gönderip kolumda serumla beni polislere gözaltına aldırdı. Ankara’ya Terörle Mücadele Şubesi’ne getirdiler. Acilen nöbetçi mahkemeye çıktım. 1 gün sonra emekli olacak hakim “Silahlı çete kurup soygun yapmak” suçuyla beni tutukladı ve Ulucanlar Cezaevi’nde bir hücreye atıldım. Yaklaşık 1 sene sonra serbest bırakıldım. Ama ben de bittim. Hapishanede iken yıllarca beraber çalıştığım insanların gerçek yüzünü gördüm.”
“KİTAP YOLDA”
Nail Keçili uzun zamandır yaşadıklarının kitabını yazıyor. Ortalığın tozunu attıracak gibi. “Kitap intikam aracı mı?” diye sorduk. “Hayır. Pişmanlıkların ve insan sandıklarımın gerçek yüzünü anlatacak” dedi. Kitabın adı henüz belli değil ya da Keçili söylemiyor. “Ama 2024’te raflarda ve en çok satan kitapların lideri olacak” diyor. Yaşlı kurt bir yandan da Yargıtay’a açtığı “Alacaklarının İadesi” ile ilgili davanın kararını beklerken, “Geç de olsa adaletin yerini bulacağını biliyorum. Yargıtay’ın adil davranacağından zerre şüphem yok” diyor.
BELEDİYE SEÇİMLERİNİ SORDUK
Keçili lafı dolaştırmadan konuştu. “Ben Demokrat Partiliyim. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan siyasete sıfırdan girmiş buralara kadar gelmiştir. Seçime kadar vereceği mesajlar çok önemlidir. Olağanüstü bir tecrübesi var. Muhalefet partileri kendilerini imha etmişlerdir. Millet Erdoğan’ı, Erdoğan’da milleti çok iyi anlıyor. Bu sebeple muhalif partilere kolay gelsin …”