DOLAR 36,2388 % 0.35
EURO 38,0197 % 0.32
STERLIN 45,6053 % 0.35
FRANG 40,2832 % 0.72
ALTIN 3.360,84 % -1,12
BITCOIN 97.681,13 0.301

BARIŞI ÖĞÜTLEYEN ŞEHİR; MARDİN

Yayınlanma Tarihi : Google News
BARIŞI ÖĞÜTLEYEN ŞEHİR; MARDİN
reklam

 

Yazı ve Fotoğraf: E. Hilal Korucu

Bir ananın eteklerine yapışır gibi dağın yamacına halka halka sığınmış evlerin kenti. Sırt sırta vermiş duvarların dostluğu, kilit kilit döşenmiş taşların yolculuğu Mardin. İnsan ve kent dokusunda renk renk Anadolu’nun geçmişini anlatan uzun bir hikâye bu şehir.

Fırat ve Dicle nehirlerinin arasında, bereketli Hilâl’in ortasında binlerce yıllık yaşamların katman katman oluşturduğu bir şehir Mardin. Anadolu coğrafyasının kadim değerlerinin bugüne aktarıldığı yaşayan tarih; Romalıların Maride’si, Perslerin Merde’si, Bizanslıların Merdra’sı, Süryanilerin Merdo’su, Arapların Maridin’i…

İlkinde olduğu gibi ikincisinde de ilkbaharda gitmiştim Mardin’e. İlk seferinde biraz aceleye gelmişti. Beni saran kollarını acelece çözüp ayrılmıştım bu şehirden birinci gelişimde. İkinci buluşmada biraz daha geniş bir zamanım ve özgürlüğüm vardı kentin sokaklarında dolaşırken. Zaten yarım kalan şey benim için kentin sokaklarıydı.  Adım adım ilerlerken bu topraklara sinmiş insanı solumak ve küçük öyküler yakalamaktı isteğim.

Büyülü sokaklar

Bazı şehirler vardır sadece yürümek, bir sokaktan diğerine girip kaybolmak, çıkış yolu arayıp hiç ummadığınız bir yol başında kendinizi bulmak istediğiniz. Her şehrin ruhundan yayılan bir melodi vardır yol alırken size eşlik eden.  Mardin’in melodisi biraz tanıdık biraz yabancı biraz sade biraz gizemli bir beste gibi.

Mardin Kalesi’nin eteklerine kurulmuş olan bu kent, içinde yaşayan tüm değerleri özenle korumuş ve önemli ölçüde bugünlere kadar getirmiş. Tarihi M.Ö. 8 bin yılına kadar uzanan kent Sümer, Akat, Hitit, Asur, Babil, Selçuklu, Bizans, Artuklu, İskit, Pers, Makedon, Roma ve Osmanlı medeniyetine ev sahipliği yapmış. Kentte hem sivil mimari hem de kamusal mimari örnekleri oldukça yoğun bir şekilde yer alıyor. Kaleler, Camiler, Kiliseler, Medreseler görmeye değer yapılar. Kartal Yuvası olarak da adlandırılan Mardin Kalesi, Kız Kalesi, Erdemeşt Kalesi, Anır Kalesi, Dara Kalesi başta olmak üzere dokuz kale bulunuyor Mardin ili sınırları içerisinde. Eski zamanlardan bu yana bir ilim yuvası olduğunun ipuçlarını verir nitelikte çok sayıda medrese eşsiz mimarileri ile görmeye değer nitelikte. Bunlardan en önemlileri Kasımiye, Zinciriye, Şehidiye, Sıtti Radaviye Medreseleri.

Muhteşem minareler şehri

Halen farklı inançlara mensup insanların bir arada yaşadığı Mardin’de çok sayıda inanç merkezi bulunuyor. Kentin en eski camisi Mardin’in simgelerinden olan minaresiyle Ulu Camii (Camii Kebir),  Ermeni Mimar Lole tarafından karma bir mimari tarz ile inşa ettiği eşsiz güzellikteki minareye sahip olan Şehidiye Camii, Nizamettin Begaz Camii,  Melik Mahmut Camii ve Sultan Avis ve Melik Mansur’un kabirlerinin bulunduğu yine mimari harika olan Abdullatif Camii en önemli yapılardan. Bu büyük camiler dışında da hem Mardin merkez de hem de çevre illerde görülmeye değer çok sayıda cami bulunuyor.

 

Kadim Süryani yapıları

Mardin sınırları içerisinde bulunan 18 adet kilise içinden en önemlileri Mor Gabriel (Deyru’lumur) Manastırı, Deyrul Zafaran Manastırı, Kırklar Kilisesi, Meryemana Kilisesi ve Patrikhane’dir.  Mardin’in dini unsurlarından olan Süryanilerin asırlardır bu topraklardaki varlığının bir simgesi olarak bugün hala bu ibadet yapıları varlığını koruyor. Zehirli haşarat yaklaşmasın diye safran bitkisi kullanılarak inşa edilen Deyrul Zafaran Yukarı Mezopotamya’ya bakan yamaçlara kurulmuş sarı bir ihtişam olarak beliriyor uzaktan. Aynı zamanda mimari bir harika olan bu yapı 639 yıl dünya Süryanileri’ne Patrik Merkezliği yapmış. Kiliseler, görevli Süryani Mardinliler tarafından yapısal ve inançsal detaylar anlatılarak ziyaretçilere gezdiriliyor.

Mezopotomya’nın ünlü destanında ölümsüzlüğü arayan Uruk Kralı Gılgamış’ın bulamadığı sırrı Mardin keşfetmiş ki asırlardır varlığını koruyor. Renginde, kokusunda, tadında yaşatıyor özünü var edenleri.

Evlerin altından geçen sokaklar

Anadolu konut mimarisinin en güzel örneklerinin bulunduğu bu şehirde dar sokaklar sadece evlerin arasından değil aynı zamanda altından yol alıyor. Evlerin altından ilerleyen Abbara ya da kabaltı olarak adlandırılan geçitler bulunuyor. Bu geçitler hem sıcak geçen yaz aylarında şehri serinleten bir etki yaratıyor hem de şehrin sokaklarını birbirine bağlayarak yaya geçişlerini kolaylaştırıyor. Mimari olarak farklı tarzlarda inşa edilen abbaraların olduğu alan kamusal sayılırken üzerindeki mülk özel mülkiyet niteliğinde.

Mutfağı ile de zengin bir şehir 

Mardin mutfağı çorbaları, kebapları, et yemekleri, köfteleri, dolmaları, pilavları, turşuları, salataları ve sıcak/soğuk içecekleri ile bambaşka bir damak deneyimi yaşatabilir. Mardin’deki restoranlarda geleneksel Mardin yemeklerinden oluşan bir tabak istediğinizde başlıca yemeklerini tatma fırsatı bulabilirsiniz. Mardin’in meşhur badem şekeri, leblebileri, özel karışım aromalı kahveleri ve çayları tatmaya değer.

Mardin’in sokakları dedik ya ustaları, baharat kokuları, emektar eşekleri, inişli yokuşlu merdivenleri ile insanı kendine çeken…

 

Mardin 1960’lı yılların sonunda sit alanı ilan edilmiş. O tarihten beri hiçbir yeni yapı inşa edilememiş. Bu sayede şehir hızlı kentleşmenin olumsuz etkilerinden korunmuş. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verilerine göre şehirde 133 arkeolojik sit alanı, 4 kentsel sit alanı bulunuyor. Artan nüfusun konut ihtiyacı ise şehrin aşağılarında kurulan yeni kentsel alan ile karşılanmış.

 

 

Emeği anlatan çarşılar

Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan Mardin bu özelliğinin de etkisiyle çeşitli zanaat kollarının geçmişten bugüne geldiği çarşılara sahip. Kayseriye, Revaklı (Tellallar), Kazancılar, Marangozlar, Hasan Ayar,  Bülbüller ve Meşkin çarşılarını gezerken; semer, bakır, kalay, takunya ustalarının emekle yoğrulmuş, seri üretime direnen mücadelelerine tanıklık edilir. Attarlar çarşısından geçerken buram buram baharat kokularını içinize çekerken zamanda ve mekanda kaybolabilirsiniz.

Mardin’de yaşanacak en güzel deneyimlerinden biri de günbatımı seyridir. Mezopotomya’nın sonsuz derinliğinde kızılyeşil bir günbatımını izlerken, gökyüzünde narince süzülen uçurtmaları ve kuşların özgürce kanat çırpışlarını temaşa edebilirsiniz. Güneşin sayısı bilinmeyen vedalarından birine daha şahitlik ederken, gecenin karanlığından önce akşamın koyu maviliğine misafir olursunuz bir süreliğine. Sonrasında dinginliğe doğru ilerler saatler.

Mardin’in insan değerleri

Mardin’in zengin sosyokültürel biriminin etkisiyle yoğrulmuş; sanat, iş, bilim dünyasına önemli üretimlerde bulunmuş isimler buluyor. Geçtiğimiz günlerde Nobel Ödülü Alan Prof. Dr. Aziz Sancar, Yazar ve Şair Murathan Mungan, Halkla İlişkiler Duayeni Betül Mardin, İş adamı Zeynel Abidin Erdem bu isimlerden en önemlileri…

Mardin’e gittiğinizde sadece merkezde bulunan eski şehir değil. Civar illerde de görülmeye değer çok yer var. Özellikle Midyat, Dara Antik Kent ve Hasankeyf bunların başında geliyor…

 

Ahşap ağlar, altın kaçar, taş kalır (anonim)

 

“Yaz geceleri avluda yatardık. Yatakların avluya çıkma zamanı, diye bir takvim başlangıcı vardı o taş kentin, bir zaman işareti.
Mardin’in şehir merkezinde, postanenin tam karşısındaki evimizin geniş avlusunda, Şehidiye Camii’nin minaresinin üstümüze vuran kızıl gölgesinde, güvercin gurultularıyla uyanırdım her sabah” Murathan Mungan (aşağıdaki dipnota dikkak)

Gökyüzüne komşu bir kalenin eteklerine kurulmuş bir taşkent.
Ben orada doğdum. Orada büyüdüm. Orada öldüm.
(MURATHAN MUNGAN)

reklam

YORUM YAP