

CHE GUEVARA’NIN ÜLKESİNE YOLCULUK
Hazırlayan Hüseyin Akarçeşme
UNESCO’ya göre dünyada görülmek istenen ülkelerin başında KÜBA geliyor. Bende 6 yıl aradan sonra ikinci kez geldiğim Küba’daki izlenimlerimi sizlerle paylaşıyorum. Dünyadaki kapalı rejimlerin son kalıntılarından olan Küba ABD ile olan 55 yıllık kavgasını sona erdiriyor. Yakında bu olgu bitecek. Ama onlar ABD sefaretine ABD büyükelçiliği demiyorlar. ABD ile ilişkileri düzenleme ofisi diyorlar. Sembolik ABD sefareti yakınında Kübalı bir baba kucağında ölü çocuğu ile, ölümünden ABD’nin sorumlu olduğunu tasvir eden bir heykel var. Eliyle ABD konsolosluğunu ve ABD’yi işaret ediyor. Bu gelişmeler Küba’yı atağa kaldıracak ama bu gün yaşanan doğallık ve samimiyeti özleyeceğiz gibi görünüyor.
Fidel Castro’nun yönettiği, kurucuları arasında ünlü devrimci Che Guevara’nın da olduğu ülkedir. Fidel Castro hasta, yetkiler kardeşi Raul Castro’da. Başkenti Havana’dır. Puroları ile de tanınır. Küba’da Amerikan doları döviz olarak kabul edilmez. Yanında Euro bulundurmanızı tavsiye ederiz. IMF’ye borcu olmayan nadir ülkelerden biridir. Eğitim ilkokuldan üniversiteye kadar her yerde ücretsizdir. On dört eyaleti ve bir özel belediyesi vardır. Dil İspanyolca, para birimi Küba pesosu’dur. Ancak ülkeye giren yabancılara cook isimli diğer paradan vermiyorlar. Vatandaşlar pesos kullanıyor, yabancılar cook. 1232.5 km uzunluğundaki Küba Adası yeryüzündeki en büyük 13. adadır. Ayrıca Küba da 1500 arası Müslüman yaşamaktadır.
Küba sokakları klasik otomobil müzesi gibi
2008’de Klasik otomobilleri fotoğraflamış çok geniş bir antika otomobil slaytı hazırlamıştım. Gezginler Kulübü toplantısında ve İTO meclisinde sunum yapmıştım. Çok beğenilmişti. Bu gidişimde bu slaytı zenginleştirmiş oldum. 2008’de burada, %10 yeni, %90 oranında eski klasik otomobil vardı. Bu gelişimizde yani 2014 sonunda bu oran %50-%50 durumuna gelmiş. İleriki yıllarda bu oran sembolik miktarlara düşecek. Ve bu harika otomobilleri ancak müzede görebileceğiz. Veya az sayıda gösteri amaçlı.
Türkleri seviyorlar
Bilindiği gibi Küba’nın en büyük düşmanı ABD. 55 yıldır küsler, ABD’nin hemen bitişiğindeki Kanada ise en önemli dostlarından birisi. Kanada buraya uçak seferi düzenliyor ve ciddi anlamda bu ülke ile ticareti var. Yeni, yeni dünya markası ürünler satan dükkanlar oluşmuş. Havana, esnafı Türkleri iyi tanıyor. Hatta Türkçeyi öğrenmişler bile. Hemen merhaba ile başlıyorlar, konuşmaya. Buradaki büstünü ziyaret ettiğimiz Atatürk’ü de devrimci özelliğinden dolayı seviyorlar ve tanıdıklarını hissettiriyorlar.
CHAVEZ’in ölümü KÜBA için büyük kayıp olmuş
Venezuela devlet başkanı Hugo CHAVEZ’in ölmesi Küba için hiç iyi olmamış. CHAVEZ kardeş ülke olarak gördüğü KÜBA’ya hibe şeklinde ve vadeli petrol veriyormuş. Vefat edince kesilmiş bunlar. Cüzi miktarlara gerilemiş.
Ülkede yeşil alanlar ve ormanlar çok gelişmiş. Marabu isimli bir ağaçları var. Aslında çalı gibi bir şey. Marabu ağacı sert, dayanıklı, arsız ve hızlı gelişen bir ağaç. Genleri öyle kuvvetli ki kalın asfaltı bile delip oradan fışkırabiliyor. Marabu ağaçları kesiliyor ve istifleniyor. Ülkede soğuk iklim olmadığından yakıt olarak kullanmaları mümkün değil. Mdf fabrikaları da yok, suni tahta yapsınlar. Devlet bu ağaçları mangal kömürü yaparak değerlendiriyor.
Gençler ev bulamadığından evlenemiyor
Evler çok küçük, merdivenler bir kişi genişliğinde yani çok dar. Nüfusa göre evler yetersizmiş, bu nedenle gençler burada evsizlikten evlenemiyormuş. Buraya ilk geldiğim yıl yani 2008 sonunda 5000 USD olan bir ev bugün 100.000-150.000 USD arası bir fiyata yükselmiş. Bu fiyatlar açılım devam ettiği müddetçe artma trendine girmiş durumda.
Etnik çatışması olmayan tek ülke
Şehir merkezindeki hemen, hemen bütün restoranlarda Küba müziği yapan ve CD lerini de satmaya çalışan müzik grupları var. Enstrümanlarının birincisi gitar. Maracas var. (Elle sallanan müzik aleti 2’li). Chekere ya daguiros (kabaktan yapılıyor, boncuklarla kaplı ya da etrafı tırtıklı). Tambur (davul). Marimbula, clave (bizim kaşıklar gibi iki tahta parçası), trompeta china, cencero (zil), quijada vs. Bu ülkede siyahlar, beyazlar, Kızılderili kalıntıları hepsi birbirine saygılı. Barış içinde yaşıyorlar. Etnik çatışması olmayan dünyadaki tek tük ülkelerden birisi burası diyebiliriz. Bu ülkede dikkatimi çeken diğer bir şey insanların eğitimli olmasının yanında çok güzel el yazısına sahip olmaları. Tabiri caizse şiir gibi el yazısı yazıyorlar. Meşhur Hasta Siempre şarkıları var. Bir nevi marş. Kumandan Che Guevara. Natalie Cardone seslendiriyor. Gümbür, gümbür bir eser.
Yeme İçme
Küba mutfağı; genel olarak İspanyol-Karayip karışımıdır. Domuz eti, deniz mahsulleri, mısır ve siyah fasulye çok tüketilir. Küba’da hangi yemeği sipariş etmiş olursanız olun yanında salata niyetine lahana gelirken sofranız da siyah fasulyeli pilav, haşlanmış patates ve kızarmış muzla donatılır. Benim en ilgimi çeken şeylerden birisi de evlerde toplu olarak yemek yenmiyor. Herkes kendi odasında yemeğini yiyor.
Gezilecek yerler
Sahil yolundaki Mustafa Kemal Atatürk’ün heykelini de ziyaret etmeyi ihmal etmedik bu arada. Epeyce de fotoğraf çektik. Yurtta Sulh Cihanda Sulh vecizesinin İspanyolcasını da okuduk. Küba’da her şehrin öne çıkan bir özelliği var. Bu özellikler Küba’da yapılacak yolculuğun rotasını çıkarmakta kolaylık sağlıyor. Deniz, kum, güneş için farklı, puro için farklı, mimari için farklı rotalar izlenebilir. Varadero kumsalları, Pınar del Rio purosu, Santa Clara Che’nin anıt mezarı, Trinidad kolonyal mimarisi, Cienfiegus neoklasik mimarisi, Santiago de Cuba ise salsası ile ünlü. Havana ise tüm bunların buluşma noktası ve karışımı. Havana’da turistlerin yoğun olarak bulundukları bölge San Cristobal Katedrali’nin çevresi görülmeye değer bir yapıdır.
Alışveriş
Küba puro bakımından çok zengin bir ülkedir, Kübalıların en orijinal purolarından almadan sakın dönmeyin. Puroları sokak satıcılarından almamaya özen gösterirseniz daha iyi olur. Mağazalardan alışveriş yapmanızı öneririz. Alışveriş yapabileceğiniz yerlerin başında ise antikacılar, parfümeriler, giyim mağazaları, marketler, kitapçılar gelmeli. Enteresan bir tespit daha var.
Büyük Projeler için Türkiye’den işadamlarını bekliyorlar
Küba son yıllarda dışa açılım politikalarını hızla hayata geçiriyor. Özellikle bu yılın son aylarında ABD ile olan ilişkilerinde büyük bir gelişme kaydetti. Yıllardır düşman olan iki ülke işbirliği yapma kararı aldı. Yeni çıkan kanuna göre inşaata devlet desteği çok büyük olacak. Kübalı inşaat firmalarının gücü yetersiz. Yabancı firmalara ihtiyaç var. Öncelikle okullarını ve hastanelerini yenilemek istiyorlar..
Dış Ticaret Bakanlığı Avrupa Masası Direktörü Raul BECERRA (Eski Ticaret Odası Başkanı) ile yaptığımız görüşmede sürekli inşaatı vurguladı. Hep söylediğimiz gibi bu ülkenin inşaat firmalarına ihtiyacı var. Makine parkı ile gelen yabancı firmalara teşvikler uygulayacaklarını söyledi. Heyet içerisinde bulunan Ali Sinan SAFİ (SAFİ HOLDİNG temsilcisi) buraya ikinci bir liman inşaatını kendilerinin yapabileceğini teklif etti. Girişimler yolunda başlayacak. (20-30 milyon dolar arası bir proje)
ABD vatandaşları dolaylı yollardan ambargoyu deliyorlar
ABD Küba limanına gelen bir gemiyi cezalandırıyor. Bu gemi 6 ay boyunca Avrupa ve ABD limanlarına giremiyor. Ayrıca bir ABD vatandaşının KÜBA’ya girdiği tespit edildiğinde bu şahsa 20.000-30.000 USD ceza kesiyorlardı. Ayrıca Küba’nın da bulunduğu bu denizlerde 4 milyon yat ve tekne var. Ancak biz bunların hiçbirinden yararlanamıyoruz, reva mı bu diyorlar. Bizde maden ocakçılığı var. Ama kömürümüz yok. Nikel ocakçılığı var. Nikel üretiminde dünya ikincisiyiz diyorlar. Ne iş yaparsanız yapın devletle %50 oranında ortak olmak mecburiyetindesiniz. Her ürüne ihtiyaçları var bu ülkenin insanlarının. Dünya’nın oran bakımından en çok ithalat yapan ülkesi (%87). Aldıkları malın parasını ödemekte zorlandıkları için mal teklif ediyorlar karşılığında.
Burada bütün işyerleri hala devletin. Özel sektör henüz yok. Bireysel ufak tefek bir şeyler satan insanlar var. Halk ticareti bilmiyor. Bavul ticareti başlama eğilimine girmiş. Devlet içeri giren ürünlere %250 kar koyarak satıyor burada. Rekabet unsuru bulunmuyor.
Yeni çıkan açılım kanunlarından bir tanesi de inşaat açığını kapatmak için yabancı inşaat firmalarına özendirici teşviklerle çağrı yapıyorlar. Makine parkı ve ekipmanlarıyla gelecek firmaları bekliyorlar. İnşaat bakanlığı oluşturmuşlar. Küba dünyaya açılmayı istiyor ve bir tarafından başlamış bile diyebiliriz. Ama yine de yabancılar henüz ev, arsa, araba alamıyor.
KÜBA’da 6 yıl içinde gördüğüm değişiklikler
1-) Küba vatandaşları otele girebiliyor ve otelde kalabiliyor.
2-) Evlerini satabiliyorlar. (Küba vatandaşlarına) Önceden sadece miras kalabiliyormuş.
3-) Cep telefonu alıp satabiliyorlar.
4-) Sahip oldukları 1959 modelden yukarı olan araçlarını satabiliyorlar.
5-) Halk marketlerde peso ve Euro’yu aynı anda kullanabiliyorlar.
6-) Küba vatandaşına yurtdışına çıkma hakkı verilmesi. Sosyalist, komünist ülkelere vizesiz gidebiliyorlar.
Sonuç olarak bu bilgiler ışığında 3-5 yıl sonra KÜBA’ya yeniden gittiğimizde şuan var olan doğallığı, samimi yaklaşımları, fakir ama mutlu insanları, tebessümleri göremeyeceğiz. Fotoğraflarını çekerken sana kızmak bir yana, yardımcı olmak için adeta poz veren insanları bulamayacağız. % 50 oranına gerileyen klasik oto ve kamyon görselliğini de göremeyeceğiz. Bir zamanlar burada hiç gökdelen yoktu diyeceğiz. 1