Sizi kısaca tanıyalım, bize kendinizden bahseder misiniz?
1979 Eskişehir doğumluyum. Evli; 3 insan çocuk, 1 köpek, 2 kedi çocuk sahibiyim-:) 14 yaşında gittiğim Askeri Bando Okulu’nda klarnet eğitimi aldım. Silahlı kuvvetlerde astsubay olarak görev yapıp çeşitli birimlerde çalıştım. Mecburi hizmetimin bitmesinin akabinde ayrılıp konservatuarda ana sanat dalım opera-şan olmak üzere mezun olup, yıllarca vokal eğitmenlik ve piyano öğretmenliği yaptım. Sonrasında yüksek lisansta dünyada kullanılan müzik öğrenim yöntemleri ve piyano pedagojisinde araştırmalar yaptım. 3 yıl öncesinden başlayan bir süreçle birlikte bestecilikte ve piyano resitalleri ile aktif çalışmalarım devam ediyor. Aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Felsefe bölümünde okuyorum. Edebiyatı, doğayı, çocukları ve hayvanları çok seviyor ve hayatımı buna göre kurgulayıp şekillendiriyorum.
Meslekte hoşlandığınız yönler nedir?
Yüce Atatürk’ün dediği gibi: ‘Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır’ sözünden devamla ben de, naçizane eski asker yeni müzik bilimcisi olarak yaptığım müzik çalışmalarında ve bestelerde her şeyin önüne içtenliği ve sevgiyi koyuyorum. Saf bir samimiyet ve duygusallıkla devam ediyorum. Bu kendimi tam olarak ifade edebilme özgürlüğüm bence. Benim yaptığım işin en güzel yanı.
Çocukluk hayalleriniz var mıydı ve gerçekleşen düşlerinizden bahseder misiniz?
Tabii hepimizin çocuklukta hayalleri vardır, benim de asker olmaktı ve oldum. Sonrasında girdiğim okulun askeri bando okulu olması ile birlikte isteklerim ve hedeflerim müziğe ve sanata doğru oldu. Hayattan büyük şeyler hiçbir zaman beklemedim, hep makul şekilde hareket ettim. Şimdilerde çocuklarımızın, hayvanlarımızın sağlıklı olduğunu bilmek ve ülkemizin her anlamda en güzel başarılarını görmek, duymak, atalarımıza yakışan bir insan olmak için çalışmak en büyük hedefim.
Severek gittiğiniz mekanlar nereler?
Göktürk’ü çok seviyorum. Pek buradan çıktığım yok son yıllarda ama fırsatını bulduğumda bazen de iş için Pera Palas Otel’de zaman geçiriyorum. Bizim okulun hemen bitişiğindeki Moose Cafe’nin ürünleri çok lezzetli özellikle barista, gençlerin muhabbeti için de sıklıkla oraya uğruyorum. Bir de fırsatını bulursam Kısırkaya’da Manzara Restoran’a gidip denizi izliyorum. Bunun haricinde hep okuldayım.
İş dışında sosyal yaşantınızdan hobilerinizden bahseder misiniz?
Çoğunlukla okulda piyano çalışıp beste yapıyorum. Haftanın en az iki günü okulda kalıp en az 10 saat piyano ve besteleme çalışıyorum. Hayvansever dostlarla sıkıntısı olan hayvanlar için birebir uğraşıp çözümler bulmaya çalışıyoruz. Okulumda da baktığım 10’a yakın kedim ve köpeğim var. Onlarla zaman geçiriyorum. Bende iş dışı diye bir şey yok. Kafamda hep yeni melodiler, şiirler ve sözler var. Bunlarla birlikte çocuklarımla zaman geçirip onların ödev kurs vesaire işleri ile ilgilenmek diğer bir en önemli işim. Herkesin olduğu gibi kitap okumak, fırsatını bulduğumda bir sinema ve tiyatroya gitmek çok iyi geliyor ama son yıllardaki en büyük ve tutkulu hobim bu işi bilen birkaç arkadaşla Belgrad Ormanı’nda sabah mantar toplamak ve onları araştırmak oldu. Şimdilik bu şekilde hayatımıza devam ediyoruz.
Hayat felsefenizi 3 kelimeyle özetler misiniz?
Kelimeden ziyade 3 sözle anlatmam gerekirse: Birincisi; Allah’ını kaybetmeyen hiçbir şeyini kaybetmemiştir. İkincisi; tarihte olan ne varsa başka bir şekilde olmadığından öyledir ve olanda hayır vardır. Üçüncüsü; Aristo gibi son nefesinde bile öğrenci olarak ölebilmek… diyebilirim.
İyi bir sosyal medya kullanıcısı mısınız?
Sosyal medya ile ilişkim sıfır diyebilirim. Çocuklardan, kedilerden ve besteleme çalışmalarından zaman kalmadığı için şöyle bir bakayım kim kime ne demiş ne yapmışı pek araştıramıyorum. Herkesin kullandığı 3-4 uygulamayı ben de 2 günde ya da 3 gün bir bakıp geçiyorum. Bazen de rast gele gelen mesajlara istinaden bakıyorum o kadar. Ama ilerleyen süreçte yaptığım çalışmalar ve eserlerin tanıtımı için bir sosyal medya danışmanı ile çalışmayı düşünüyorum.
İlerisi için hedefleriniz neler?
Tek bir hedefim var: Çocuklarımızın ve ülkemin güzel insanlarının mutlu olduğunu görmek ve bunun için kendi işlerimde elimden gelenin en iyisini yapmak ve çalışmak. Bunun haricinde kafamda geliştirdiğim, ruhumda büyüttüğüm birkaç büyük eserin taslaklarını daha da büyütüp bunlara son hallerini vermek ve planlarını yaptığım birkaç büyük resitali gerçekleştirmek olabilir. Son olarak şunu söyleyebilirim; hayattan büyük şeyler beklemiyorum, çocuklarımın ve çocuklarımızın iyi olduğunu görmek ve sevdiklerimizin sağlıklı olduğunu bilmek genel olarak benim en büyük mutluluğum ve hedefim. Hayat sürprizlerle dolu ve biz de iyi ya da kötü bunlarla bir şekilde karşılaşıp yüzleşip yaşıyoruz. Bunun dışında olan ve gelişen her şey bir şekilde olmasını istediğimiz kadar çalıştığımız şekilde gerçekleşiyor. Sizlere bu vesile ile bana da derginizde yer verdiğiniz için teşekkür eder, okulumuza gelmek isteyen tüm dostları çaya, kahveye beklediğimi söylemek isterim. Sevgiyle ve müzikle kalalım…
05065962889
sefer26turan@gmail.com