

KEMERBURGAZ’DA “REZERV ALAN” TARTIŞMASI
📍 Kemerburgaz – Eyüpsultan / Özel Haber
Kemerburgaz’ın yeşiline, sessizliğine, İstanbul’un su havzasına komşu sokaklarında gezdiğinizde, çevredeki değişimin izleri artık daha görünür. Bir yanda mütevazı yapılar, diğer yanda tabelası asılmış yeni projeler, “rezerv yapı alanı” olarak ilan edilen bir arazinin kenarında toplanmış birkaç kişi… Meraklı bakışlar, “Buraya ne yapılacak?” sorusunu akıllara getiriyor.
Ben de bu sorunun peşine düştüm.
Çünkü konu, sıradan bir imar meselesinin çok ötesinde.
405 bin metrekarelik tartışmalı alan
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 2021 yılında “rezerv yapı alanı” ilan ettiği 405 bin metrekarelik arazi, Kemerburgaz’ın tam ortasında. Alibeyköy İçme Suyu Havzası’nın orta ve kısa mesafeli koruma alanı sınırları içinde yer alıyor. Planlara göre bu arazinin yarısından fazlası — tam olarak 207 bin 907 metrekarelik bölümü — ticaret ve konut alanı olarak ayrılmış.
Geri kalan %49’luk kısım ise sosyal donatı ve teknik altyapı alanı.
Mahkeme kararlarına rağmen süreç devam etti
Süreç aslında birkaç yıl öncesine dayanıyor. Bakanlığın rezerv alan planı ilk olarak 2021’de onaylandı. Ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesi, su havzası içinde kalan bu bölgenin imara açılmasına karşı çıktı ve dava açtı.
İstanbul 9. İdare Mahkemesi 2022’de, İstanbul 8. İdare Mahkemesi ise 2024’te planlar için yürütmeyi durdurma kararı verdi. Kararların gerekçesi açık: Planlar şehircilik ilkelerine ve çevre koruma kurallarına uygun değildi.
Bakanlık ise bu kararların ardından planı revize etti ve tekrar askıya çıkardı. Bu kez taşkın riski dikkate alındı, teknik altyapı ve sağlık alanları eklendi. Ancak yapılaşma kararı ve alanın kullanım dağılımı aynı kaldı: %51 konut ve ticaret, %49 donatı…
Tapular kime ait, kim aldı, kim sattı?
Bölgedeki tapular da tartışmanın merkezinde. Arazi bugün;
- %30’u Eyüpsultan Belediyesi’ne,
- %22’si Maliye Hazinesi’ne,
- %6’sı özel mülkiyete ait.
Eyüpsultan Belediyesi, rezerv alanın içinde kalan iki büyük parseli 2021 yılında ihaleyle satışa çıkardı.
Toplamda 77 bin metrekarelik bu araziler, yaklaşık 1.7 milyar TL bedelle Pasifik Gayrimenkul adlı şirkete satıldı. Şirketin kamuya açık kayıtlardaki sahibi Fatih Erdoğan. Kendisi, AKP Ankara Milletvekili Asuman Erdoğan’ın eşi.
Bu durum bazı çevrelerde “siyasi bağlantılar üzerinden imar rantı mı yaratılıyor?” sorusunu gündeme getirdi. Ancak resmi açıklamalarda bu konuda herhangi bir yorum yapılmadı.
Deprem gerekçesi halkta karşılık buluyor mu?
Sahada konuştuğum bazı vatandaşlar, rezerv alan ilanının gerekçesini anlayışla karşılıyor:
“Deprem geliyor diyorlar, buraya daha sağlam evler yapılacaksa biz buna karşı değiliz,” diyor bir mahalle sakini.
Ancak çoğu kişi, “rezerv alan” ifadesinin artık güven vermediğini söylüyor:
“Deprem deniyor ama sonra bakıyoruz, lüks konutlar çıkıyor ortaya. Gerçekten ihtiyaç sahiplerine mi yapılıyor bu evler, yoksa başka planlar mı var, bilemiyoruz.”
Süreç şeffaf mı, kamu yararı gözetiliyor mu?
Uzmanlar, rezerv yapı alanlarının amacına uygun kullanılması gerektiğini söylüyor. Yani bu alanlar; ranta değil, gerçekten afete karşı korunmasız bölgelerde yaşayan vatandaşlar için uygun, ulaşılabilir konutlar üretmek amacıyla planlanmalı.
Ancak sahadaki görüntü, bu amaç ile gerçekleşen uygulama arasında bir fark olduğunu düşündürüyor.
📌 Son söz:
Kemerburgaz’da olup bitenler, sadece bir mahallenin değil, tüm İstanbul’un geleceğiyle ilgili. Deprem bahanesiyle yapılaşma artarken, su havzalarının, yeşil alanların ve kent vicdanının korunması hepimizin ortak meselesi.
a.