

İSPANYA’NIN GİZEMİ DAN BROWN’LA ÇÖZÜLÜYOR
SEMBOLİZM VE MACERALARLA DOLU KİTAPLARIYLA, DÜNYANIN FARKLI KÖŞELERİNE UZANAN DAN BROWN, BAŞLANGIÇ ADLI SON KİTABIYLA OKUYUCULARI BU DEFA ISPANYA’YA GÖTÜRÜYOR.
Canan Demiray canan@gezgorkesfet.com
Paris, Londra, Washington DC, Roma, Venedik, Floransa, İstanbul… Merak uyandırıcı maceralarıyla siz de Dan Brown’un yarattığı karakter Harvardlı Profesör Robert Langdon’u takip ediyorsanız, son kitap Başlangıç’la İspanya yolculuğuna hazır olmalısınız. İnsanlığı asırlardır meşgul eden, “Nereden geldik, nereye gidiyoruz” sorusunu soran Başlangıç’ın adrenalin dolu sayfalarından bir geziye ne dersiniz?
Nefes kesici macera, Barselona’nın yaklaşık 40 kilometre uzağında bulunan Montserrat Tepesi’nde başlıyor. 11. Yüzyılda inşaa edilen ve İspanya’nın önemli dini merkezlerinden biri olan Monserrat Manastırı ve Kütüphanesi de konunun bir parçası. Robert Langdon’un bir zamanlar öğrencisi ve ardından arkadaşı olan Fütürist Bilim İnsanı Edmond Kirsch, burada üç dinin temsilciyle görüşüyor ve insanlığı etkileyecek buluşunu anlatıyor.
Buradan kitap hızlı bir şekilde Profesör Langdon’un Kirsch’un buluşunu açıklayacağı Bilbao’daki davete gitmesiyle devam ediyor. Davetin mekanı ise dekonstrüktivizm akımının öncülerinden mimar Frank Gehry’nin elinden çıkma modern sanatın merkezi Guggenheim Müzesi Bilbao.
Müze ilginç mimarisinin yanı sıra, önünde bulunan Jeff Koons’un tasarladığı çiçeklerle bezeli dev yavru köpek heykeliyle de tanınıyor. Müzenin ikonik eserlerinden bir başkası da yine avlusunda bulunan Louise Bourgeois’nın dokuz metre yükseklikteki eseri, dev örümcek “Maman”.
Bilbao’da Nervion Nehri üzerinden geçen La Salve Köprüsü’nü, kırmızı H harfini andıran payandasıyla dikkat çekiyor. Guggenheim Müzesi’nin hemen yanı başındaki köprüden de kitapta bahsediliyor.
Başlangıç Barselona’dan sonra bu defa Madrid’de konuya devam ediyor. Başkentte bulunan Kraliyet Sarayı Palacio Real, İspanya turunda bir sonraki nokta olarak okurları karşılıyor. Plaza de la Armeria meydanına yayılmış 3418 odalı saray, devlet işleri için kullanılıyor.
Kraliyet Ailesi’nin daha gözden uzak olan, yaşadığı saray Palacio de la Zarzuela, Başlangıç için önemli yapılardan biri. Kitapta, şehrin önemli yapılarından biri, Roma Katolik Başpiskoposluk Bölgesi’nin kutsal merkezi olan Almudena Katedrali’nden de bahsediliyor.
Madrid’e 50 kilometre kadar mesafede, UNESCO Dünya Miraslarından biri olarak bilinen El Escorial, saray, manastırı, kütüphane ve pantheon’dan oluşuyor. Başlangıç’ta detaylı bir şekilde anlatılan yapı, beş asırdan bu yana İspanya’nın hemen her kralı ve kraliyet ailesi üyelerinin ebedi dinlenme yeri olarak da biliniyor.
Gotik mimarisiyle büyüleyen Sevilla Katedrali de Başlangıç’ın okurları sürüklediği yapılardan biri.
Başlangıç, maceranın ilerleyen sayfalarında Profesör Langdon’u Barselona’ya sürüklüyor. Katalan mimar ve sanatçı Antoni Gaudi’nin mutlaka görülmesi gereken eserlerinden biri olan Casa Mila ya da bilinen diğer adıyla La Pedrera’da Langdon, çözmesi gereken şifrenin izini sürüyor.
Doğanın okuyup yorumlamamız gereken açık bir kitap olduğuna inanan Gaudi, bu inancı eserlerine yansıtmasıyla da ünlü. Casa Mila’nın içi kadar terası da kitaptaki macera dolu satırlara konu oluyor.
Langdon buradan Barselona’nun simgelerinden haline gelen ve bitmeyen kilise olarak anılan La Sagrada Familia’da ipucu peşine düşüyor. Koyu bir katolik olarak bilinen Gaudi’nin yapıya birçok sembol gizlediği söylentiler arasında. Kitabın kapağında da Sagrada Familia’nın spiral merdivenleri görünüyor.
Şehrin L’eixample bölgesi ve Gaudi’nin bir başka eseri olan Park Guell’in de kitapta bahsi geçiyor. Yine Barselona’da bulunan Chapel Torre Girona, 19.yüzyılda yapılan bir kilise ancak içinde şaşırtıcı bir sürpriz barındırıyor.
Bilim, din, mimariyle sanatın gizem ve macerayla birleştiği Başlangıç beyaz perdeye taşınacak mı henüz belli değil ama önceki filmlerde Robert Langdon’u canlandıran Tom Hanks’le bir İspanya turu hiç de fena olmayabilir.
Kitap Barselona yakınlarında başlıyor ve Barselona’da bitiyor. Mimari, sanat ve tasarımın muhteşem harmanı olan bu şehri butik tasarım bir otelde kalarak keşfedebilirsiniz. Önerim, şehrin alışveriş ve yeme içmeye olduğu kadar mimarinin en etkileyici eserlerine ev sahipliği yapan Paseo de Gracia’nın kalbinde bulunan Room Mate Anna. Otelin genelinde bir Akdeniz teması hakim. Koridorlarını balıklı kağıdın süslediği otelin Executive odalarından kırmızı olanı seçin, balkonunuzdan Gaudí’nin muhteşem eseri Casa Batlló’ya bakarak uyanın. Otelin Madrid ve pek çok farklı yerde ağı mevcut, La Pedrera’ya ise yürüme mesafesine. (room-matehotels.com)a