DOLAR 35,8900 % -0.05
EURO 37,3283 % -0.19
STERLIN 44,6334 % -0.68
FRANG 39,6399 % -0.52
ALTIN 3.276,71 % -0,85
BITCOIN 97.908,14 0.041

“İstanbul’daki çarpık kentleşme yenilenmenin önündeki en büyük engel”

Yayınlanma Tarihi : Google News
“İstanbul’daki çarpık kentleşme yenilenmenin önündeki en büyük engel”
reklam

Eyüp Müteahhitler Derneği (EMÜDER) Başkanı İrfan Tutacak ile müteahhitlerin sorunlarını ve İstanbul’da beklenen deprem gerçeğini ve çözüm yollarını konuştuk. Tutacak, kentsel dönüşümün sisteme oturtulduğunu fakat uygulamada sorunlar çıktığını belirterek, “İstanbul’da ilçelerdeki müteahhitler son yıllarda dernekleşerek, yaşadıkları sorunları birlik içerisinde daha hızlı çözüme kavuşturulduğunu gördüler. Yakın bir zamanda iş insanları ve müteahhitler olarak federasyon çatısı altında toplanarak sorunlarımızı daha büyük kitlelere duyurmak istiyoruz” dedi.

“İstanbul’daki çarpık kentleşme yenilenmenin önündeki en büyük engel”

Eyüp Müteahhitler Derneği ne zaman kuruldu?

2015’te kuruldu. O dönemde biliyorsunuz 17 Ağustos Yalova depre- minden sonra İstanbul’u hızla yenileme adına belediyeleri de kap- sayan kentsel dönüşüm yasaları çıktı. Bununla ilgili müteahhit ar- kadaşlarımız sahada ruhsat, harita gibi teknik sorunlar yaşayınca dernek çatısı altında birleşti. O zamanki belediye başkanımız inşaat sektörünün sorunlarına karşı duyarlı değildi. Uygulamada ciddi so- runlar yaşıyorduk. Mimar arkadaşımız Sayın Metin Akıncı’nın öncü- lüğünde dernekle sürecine başladık ve bugünlere geldik.

Dernekleşmek sorunların çözümünde ne gibi kolaylık sağladı?

Dernekler bildiğiniz gibi sivil toplum örgütleridir. Sivil toplum örgüt- leri geliştikçe demokrasimizde gelişir. Bireysel olarak çözüm almak zordur ama kurum olarak sorunları çözmek ve kamuoyunda sesinizi duyurmak daha kolay olur. Doğal olarak kurumlar, belediye başkan- ları veya yetkililerle sivil toplum örgütü olarak bir araya gelindiğinde sorunlara karşı daha duyarlı yaklaşıyorlar

Sektörümüzün kendi içinde yaşamış olduğu sorunlar var. Bu sorun- ları yetkililere bireysel olarak ilettiğimizde muhatap bulmakta zorla- nıyoruz. Ama kurumsal kimlik ile birlik bütünlük içinde hareket etti- ğimizde sorunlarımızın kısa sürede çözüldüğüne hep beraber şahit oluyoruz. Kısa bir süre önce diğer müteahhit ve iş insanları dernek- leri ile ortaklaşa beton zammı ile ilgili yapmış olduğumuz basın açık- laması sözlü ve görsel kamuoyunda geniş yer buldu. Cumhurbaş- kanımız gurup toplanışında konuyu gündeme getirdi ve zamlar geri alındı. Beton firmaları ciddi denetlemeye tabi oldular. Bunları dışında bakanlıklarda ile ve belediyelerde yapmış olduğumuz görüşmelerde yapı denetim ve beton numuneleri ile ilgili sorunlarımızı ilettiğimizde kısa sürelerde ciddi değişikliler yaşandı. Dernekleşmenin bizim açı- mızdan diğer önemi ise müteahhit arkadaşlarımız ile kendi içimizde kurduğumuz denetim mekanizması oldu.

Eyüpsultan’da kentsel yenilenme çalışmaları nasıl gidiyor?

Biz Eyüpsultan’da iş yapan müteahhitler olarak şanslıyız. Deprem bilinci olan bir belediye başkanı ile çalışıyoruz. Elâzığ depreminden sonra belediye başkanımız Eyüpsultan’da saçak parseller olarak adlandırılan Akşemsettin, Çırçır, Yeşilpınar ve Karadolap mahal- lelerinde bulunan 6 bin 500 konut için “Yerinde Dönüşüm” adıyla kentsel dönüşüm projesini hayata geçirdi. Bu şekilde 46 sitenin bulunduğu alanda müteahhit-vatandaş iş birliği ile yaklaşık 6 bin 500 bağımsız birimin dönüşümü sağlanıyor. Didem Sitesi’nde ilk dönüşüm yapıldı ve hak sahipleri depreme karşı dayanıklı evlerine taşındılar. Belediye başkanımız Sayın Deniz Köken diğer belediye- lere baktığımızda bu konuda çok duyarlı ve ekibi ile çözüm odaklı çalışıyor.

İlçeler arasında farklı uygulamalar nasıl oluyor?

Mesela muafiyetler var. İstanbul’da bazı belediyelerde ada bazın- daki uygulamalarda, adayı tamamen çözmeden inşaata başlaya- mıyorsun. Aynı durum Eyüpsultan’da da vardı. Biz dernek olarak belediye başkanı Deniz Köken ile görüştük. Burada süreçler çok uzuyordu ve 750 m2 1.500 m2, 2.500 m2 alanı bir araya getirdiğinde özel imar dediğimiz yasayı uygulayarak, işin hızlanmasının önünü açtık.

Her deprem sonrası yasalar çıkıyor ama bir sonraki depremde yine felaket yaşanıyor. Suçlu kim?

Kocaeli’nde, Van’da, Elazığ’da, İzmir’de ve son olarak Kahramanma- raş’ta yaşadığımız depremlerde hem kurumlarımızın ihmalkarlığını hem de yapı denetimlerin gerektiği gibi yapılmadığını gördük. Ondan sonra müteahhitlerin, firmaların, işini tam hakkıyla hakkaniyeti ile yapmayan firmaların kar etmek amacıyla kaliteden ödün vermeleri canlara mal oldu. Evet bir denetim sistemi geliştirildi ama Kahra- manmaraş’a kadar bana göre hiçbir şekilde o sistem gerektiği gibi uygulanmadı. Uygulanmadığı için de bunda herkesin bir suçluluk payı vardır. Maraş’ta Hatay’da yıkılmayan binalar da var. Yıkılmayan binaların sebebi ne? Bu işi iyi bilen, iyi takip eden ve işin hakkını veren firmaların, müteahhitlerin işini sağlam ve vicdanla yapan ar- kadaşlarımızın sayesinde o binalar ayakta kaldı. Herkes işini doğru yapınca depremde felaket olmuyormuş.

Bu şehre karşı sorumluluklarımız var ve ciddi deprem riskini yaşıyoruz

Asrın felaketi sonrası ne değişti?

Şimdi geliştirilen yapı müteahhitlik sistemiyle yeterlilik belgesine göre inşaat yapabiliyorsunuz. Artık param var diyen herkes istediği gibi müteahhitlik yapamıyor. Yapabilirsin, başvuruyorsun sistem senden referanslar istiyor. Tecrüben nedir? Geçmişte yaptığın iş- lere göre kademeli olarak inşaat yapabiliyorsun. Depremden önce herhangi bir yapı denetim firması ile çalışabiliyordunuz. Deprem sonrası yapı denetimine havuz sistemi geldi. Çok iyi bir sistem. Ama bu sistem de beraberinde bazı sorunları getirdi. İnşaatların yapım sürelerinin uzamasına sebep oldu. Beton laboratuvarlarının yetersizliği ve aynı beton firmasının getirdiği iki farklı mikser beton arasındaki kalite farkı yüzünden işlerimiz aksıyordu. Fırsatçılık ya- panlar oldu.

Fırsatçılık yapanlardan kastınız ne?

Laboratuvarlarda numunelerin düşük çıkarılmasıyla ilgili, raporlar hazırladım. Yapı denetim firmaları ve laboratuvarlarla yaşadığımız sıkıntıları, beton santralları ile yaşamış olduğumuz sıkıntıları, ilçe belediyelerine, çevre bakanlığına ve İstanbul büyükşehir bele- diyesine rapor haline getirerek verdim. Çevre Bakanlığı’na ra- porlarımız ulaşınca bir kısım iyileştirmeler yapıldı. Yani labo- ratuvar firmalarının çoğalması için ön ayak oldular, işini kötü yapan yapı denetim firmalarından kapatılanlar oldu.

Beton Firmaları arasında tekelleşme mi var?

Pandemi öncesi beton fiyatları inşaat maliyetini bugünkü gibi etkilemiyordu. Ayda 2 kere yapılan zamlar İstanbul’da tekelle- şen beton firmaların her ay bir araya gelip, whatsapp gruplarına mesaj atarak, kendi içlerinde fiyat belirliyorlardı. Mesela Yalova’da, Bursa’da, İzmit’te, Sakarya’da beton 1.005- 1.100 TL’ye İstanbul’da ise 3.000 TL’ye satılıyordu.
Bu maliyetlerde daire satmamız mümkün değil. Faizler 5’lerin üzeri- ne çıktı, İstanbul nasıl yenilenecek. İstanbul’da iş insanları ve mü- teahhit dernekleri bir araya gelerek basın toplantısı düzenledik ve beton fiyatlarında oynanan oyunu göz önüne çıkarttık. Açıklama- mız çok ciddi bir yankı buldu. Cumhurbaşkanımız devreye girdi ve fiyatlar geri çekildi. 17 firmaya da cezalar kesildi.

Kentsel dönüşüm neden tam manası ile uygulanamıyor?

Kentsel dönüşüm yasası bana göre topluma gerektiği gibi anlatılma- dı. İstanbul’da çarpık kentleşmenin sonuçları bugün yenilenmenin önündeki en büyük engeldir. Yani arsalara geçmişte verilen katlar ve yapı alanları bugün verilmediği için inşaat yapılamıyor. Geçmiş- te arsanın tamamına yapılan kaçak yapılaşma ile 20 daire yapılmış bugün ancak 10 daire yapımına izin veriliyor. Hal böyle olunca hiçbir adım atılamıyor. İmar yönetmeliğinin bu konuda çalışma yapması gerekiyor. Depremlerde en fazla ölümler bu tip yapılarda oluyor. İstanbul’un kent mimarisi nasıl bir değişikliğe uğruyor? Günümüzde 150, 200, 300 dairelik siteler, yeşil alanı bol daha sis- temli binalar gelişiyor. Bu olumlu bir adım. Biz burada şöyle bir rol oynuyoruz, bütün zorluklara rağmen daire satamamamıza rağmen biz de bu şehirde yaşıyoruz. Bu şehre karşı sorumluluklarımız var ve ciddi deprem riskini yaşıyoruz. Yani kendi mevcut çabalarımızla bü- tün zorluklara rağmen bir tane daha fazla daire yaparak, bir aileyi daha deprem riskinden korumaya çalışıyoruz.

reklam

YORUM YAP