DOLAR 36,2388 % 0.35
EURO 38,0197 % 0.32
STERLIN 45,6053 % 0.35
FRANG 40,2832 % 0.72
ALTIN 3.360,84 % -1,12
BITCOIN 97.614,48 -0.11

Kozasından Çıkan Kelebek: HELİN AVŞAR

Yayınlanma Tarihi : Google News
Kozasından Çıkan Kelebek: HELİN AVŞAR
reklam

Kozasından Çıkan Kelebek: HELİN AVŞAR

Helin Avşar… Son iki yıldır büyük bir değişim içinde…

“Her yeri gezdim,  her şeyi gördüm. Biri beni dışarı davet edecek diye artık ödüm kopuyor” diyor.

O artık sorumluluk sahibi, ayakları yere basan, dinginleşmiş bir kadın…

Çok sevdiği ve “ailem gibi” dediği ekibiyle, her sabah erkenden evlerimize konuk oluyor.

Helin Avşar ile 360 stüdyolarında buluştuk ve hem yeni projelerini, hem de geçirdiği bu büyük değişimi konuştuk…

Röportaj: Meltem ACET

 

“Benim detoksum sabahın köründe kalkmak ve erken yatmak”

Yeni programınız nasıl gidiyor bir de sizden dinleyelim?

Program gerçekten çok izleniyor. Hatta benim “izlemez” dediğim kitleler bile izliyor. Geçen gün,  yeğenim bir benzin istasyonuna girmiş. Programımız orada da açıkmış, bizi izliyorlarmış. Bunları duymak beni mutlu ediyor. Arkadaşlarım çok beğeniyor, ailem çok beğeniyor, yakınlarım çok beğeniyor. Ama tanımadığım insanlardan da beğeni alınca çok hoşuma gidiyor. Daha önceden de televizyon projelerinde yer aldım. Kiralık Aşk’ta konuk oyuncu olarak oynadım. Sağlık programı sundum. Ama bu yıl televizyonculuğumun daha çok oturduğunu düşünüyorum.

Programınız çok erken bir saatte başlıyor. Bunun için sabah kaçta kalkıyorsunuz?

Sabah saat 03:30’da kalkıyorum.

Oldukça erken değil mi!

Evet, zaten bir kaç sene önce olsaydı, bu disiplinde olmayabilirdim.

Eskiden belki de eve girmediğiniz bir saatte uyanıyorsunuz. Bu sizi zorluyor mu?

Eskiden sabah 6’lara kadar eve girmediğim olurdu. Olgunlaştıkça, hayatımdaki her şey yerine oturdukça, hayat benim için de daha kolay oldu. Tabi 03:30 çok erken bir saat… İşe  resmen zifiri karanlıkta geliyorum ama çok mutluyum. Çünkü ekibimi çok seviyorum.

Bu ekrana da yansıyor.

Evet en önemlisi de bu. Biz arkadaş olduk, dost olduk, kardeş olduk. Ekip güzel olunca iş yürüyor.

 Bu saatte kalkabilmek için gece kaçta yatıyorsunuz?

Akşam 8’de yataktayım! Sporuma akşam saat 6 gibi başlıyorum. Eve pestil gibi geldiğim için de hemen uyuyorum. Gece hayatını bıraktığımdan beri 12’de yatıyordum, o yüzden benim için çok büyük bir değişiklik olmadı. Ama kesinlikle bir düzene girdim, onu da hissediyorum. Cildimde hissediyorum onu, düşüncelerimde hissediyorum… Ayağım daha çok yere basıyor gibi hissediyorum.

Ne zaman bıraktınız gece hayatını?

Dört-beş yıl önce. Benim de detoksum buymuş! Sabahın köründe kalkmak ve erken yatmakmış.

Size bu teklif ilk geldiğinde ne hissettiniz? Hafta içi her gün, iki saatlik bir canlı performans.. Gözünüz korktu mu?

Bu benim ilk 2 saatlik canlı yayınım. Ben bile şaşırdım kendime çünkü ilk başta yapamam gibi geliyordu. Ama üstesinden geldim ve şu an onun bir gururu var üstümde.

Ne kadar oldu program başlayalı?

Üçüncü ayımızdayız. Ve ilk günden beri de maşallah çok iyi gidiyor. İnşallah devam edecek çünkü aramızda güzel bir sinerji yakaladık. Partnerlerle bir enerji uyuşmazlığı olursa hemen izleyenlere yansıyor. O da, o işi bitiriyor maalesef. Örneklerini görüyoruz zaten… O yüzden biz baştan itibaren çok iyi anlaştık. Aile olduk burada.

Spor yapıyorum dediniz. Her gün spora gidiyor musunuz?

Her gün gitmiyorum. Ben sporumu bir gün ara vererek yapıyorum. Çünkü her gün gidersem vücudum şişer ve asla verimli olmaz. Salonda 2 saat kalıyorum. Ama her dakikasında spor yapmıyorum tabi. Biraz lak lak falan da yapıyorum. Kardiyo, pilates, yoga yapıyorum. Hepsini bir düzene soktum. Bir gün birini yapıyorsam, öbür gün diğerini yapıyorum. Ama dediğim gibi, bir gün mutlaka ara veriyorum, vücudumu dinlendiriyorum.

“Vücudunun sesine kulak ver”

Bunun gibi püf noktaları var mı kadınlarla paylaşmak istediğiniz? Sizde işe yarayan ve paylaşmak istediğiniz öneriler?

Herkesin yaptığı şeyleri yapmasın kadınlar…

Ne gibi?

Mesela “Şu her gün pilates yapıyormuş, ben de yapayım”.  Hayır! Herkesin vücudu aynı değil ve vücut sana söylüyor bunu.

Kimisi de diyet yapıyor mesela “Lahana çorbası çok iyi geliyor” diyor. Hayır!! Herkes kendi vücudunu dinlesin bence ve ona göre hareket etsin. İlla, o onu yapıyor diye o senin vücudunda iyi olmuyor. Ters tepki de yapabiliyor bazen.

“Proteinle kilo verebiliyorum”

Size iyi gelen bir formül var mı peki?

Mesela ben kanıma baktırdım. Sıfır 0RH(+) benim kan grubum. Proteinle kilo verebiliyorum. Sebzeyi çok yersem kilo alıyorum. Rejim yapmıyorum asla, sevmiyorum çünkü. Ama hayatımda protein ağırlıklı bir düzen kuruyorum. Tatile gidiyorsam, mecburen o 2 kilo alınıyor ama! Tatil dönüşü protein ağırlıklı beslenince yine hemen iniyorum. Vücut her şeyi söylüyor aslında. Tuz istediği zaman söylüyor. Protein isteyince söylüyor. Bunu hissediyorsun.

Ciltteki ışıltı sadece mutluluktan mı, yoksa bunun için de bir formülünüz var mı?

Başlarda çok yoğun fondöten kullanmak zorunda kalıyordum. Çünkü lekelerim vardı. Bizim ailede genetik. Yüzüm çil çildi ve kapanmıyordu. Şu anda hiç bir lekem yok.

Nasıl başardınız lekelerden kurtulmayı?

PRP yaptırdım. Bana en yakın gelen bu oldu. Çünkü senin kendi kanını alıyorlar, işlemden geçiriyorlar. Yine kendi kanını sana enjekte ettikleri için mantıklı geldi bana.

“İçinde katkı maddesi olan kremlerimi çöpe attım”

Cilt bakımı için kullandığınız özel bir krem var mı?

Ben cildime zeytinyağı sürüyorum. Acıbadem sütüyle de cildimi temizliyorum.

Bu kadar mı?

Bir de benim yeğenimin eşinin annesi şifacı. O kendi gidiyor bana ballardan bakımlar,  maskeler hazırlıyor… Doğal ve tamamıyla katkısız. Onun ürünlerini kullanıyorum. Çok büyük paralar ödeyerek aldığımız katkı maddeli kremleri poşetlerle çöpe attım.

“En güzel peeling: Deniz Kumu”

Doğal ve katkı maddesi olmayan bakımlar dediniz. Neler var bunların arasında?

Maske olarak bal ve çok az limon kullanıyorum.

Peeling için de kara şekerin toz halini balla karıştırıyorum. En güzel peeling bu.

Yazın da en güzel peeling nedir biliyor musunuz? Deniz kumu…

Deniz kumu mu?

Denizin içerisindeki kumu al, sür ya da evine götür. En güzel peeling!

Yaz gelince bu deniz kumu peeling’ini deneyeceğim. Biraz da iş kadınlığınızı konuşalım. Bu yoğun tempoda bir yandan da tasarım işine devam ediyor musunuz?  

İş hayatım çok yoğunlaştı gerçekten. Hem televizyon programı, hem de gömlek tasarımı yapıyorum. Arada gelinlik yapıyorum. Onu da çok özel insanlara yapıyorum. Çünkü gelinlik dikmek gerçekten çok zor.

Gelinlik tasarladıklarınız arasında tanıdığımız yüzler de var mı?

Tülin Şahin’in gelinliğini ben dikmiştim mesela.

Peki ya Haute Couture tasarımlar?

Haute couture artık  bitti. Çok ucuz ve çok güzel şeyler üreten büyük markaların altında ezildi. Dolayısıyla özel tasarım diktiren müşteri çok azaldı. Çünkü kadınların hepsi artık çalışıyor. Haute couture diktirmek istiyorsan, en az iki kez provaya gitmek zorundasın. Çalışan insanın öyle bir vakti olmadığı için, ben de mantıken en çok ihtiyaç olan, benim de bulamadığım gömlekleri tasarlıyorum. Siyah, beyaz çok hoş gömlekler çıkarttık. Yazın renk olarak mavi de kullanıyoruz. Bir de çok özel bir beach-wear koleksiyonu yapıyoruz.

Peki siz günlük hayatta neler tercih ediyorsunuz?

Kot ve siyah boğazlı kazak. Siyah ve beyazı çok seviyorum. Benim hayatımda da öyle siyah ve beyazdır her şey. Gri yoktur.

“Kendi modamı kendim yaratacağım”

Modayı takip ediyor musunuz?

Modayı çok takip etmiyorum. Artık moda o kadar çok değişti ki, herkes kendi modasını yaratıyor. Mesela, Dolce & Gabbana sırf çiçek üzerinden gitti. Hala onunla devam ediyor. Miu Miu retro renklerin; hardal sarıların, o eski mavi tonların üzerinden gitti. O yüzden modayı takip etmek istiyorum ama asıl önemlisi; kendi modamı kendim yaratmak istiyorum.

Yaz kreasyonu hazırlıklarına başladınız mı?

Yaz için kendi kafamda bir koleksiyon hazırladım. Çok farklı şeyler olacak koleksiyonda.

Ne gibi?

Söylemeyelim ama her şeyi burada. Bu da sürpriz olsun.

“Her şeyimi sağlama aldıktan sonra çocuk yapacağım”

Sosyal sorumluluk projelerinde adınızı sık sık duyuyorum. Önümüzdeki  sene de böyle projeler planlıyor musunuz?

Geçirdiğimiz bu kötü günlerde, yardım için elimden gelen her şeyi yapmak istiyorum. Özellikle de çocuklara… Geçtiğimiz günlerde Demet Sabancı’nın Kurucu Başkanlığı’nı yaptığı “Yaratıcı Çocuklar Derneği” için düzenlenen bir kermese katıldım. Çocuklar yararına bir kermese daha katılacağım. Geçen sene Kızılay’a çok güzel bir defile düzenlendim. Herkesin ağzı açık kaldı. 1 milyon 750 bin lira gelir sağladım.

Çocukları çok seviyorsunuz anladığım kadarıyla, siz de çocuk sahibi olmayı düşünüyor musunuz?

Çocuk çok istiyorum ama eşimle çok yeni ayrıldık. Geçen Şubat’ta evlenmiştik. İkimizin de yolu açık olsun. Ben çocuklara bayılıyorum. Ama şu an bu devirde çocuk bakmak, yetiştirmek o kadar zor ki. Çocukların çoğu babasız büyüyor.

Siz de çocuğunuzu en iyi şekilde yetiştirmek istiyorsunuz…

Evet. Ama benim biraz daha güçlenmem lazım. Hem ekonomik açıdan, hem kendim için, hem de çocuğum için. Ne olur ne olmaz; bir daha evlenebilirim, bir daha boşanabilirim. Geçen gün bir arkadaşımla konuşuyorduk. 60 bin lira verdiğini söyledi çocuğunun okulu için. Düşünebiliyor musunuz? Ben her şeyimi sağlama aldıktan sonra çocuk yapacağım. Yaş önemli değil… Artık her yaşta doğum yapılıyor ama önemli olan o çocuğu yetiştirebilmek.

Ne kadar bilinçlisiniz. Çok açık yüreklilikle söyleyeceğim. Dışarıdan hiç böyle görünmüyorsunuz. Makul, aklı başında ve ayakları yere basan bir kadın var karşımda.

(Gülüyor) Daha önce böyle değildim zaten! Gezmediğim ülke, görmediğim yer kalmamıştır herhalde. Gece hayatını yaşadım. Şimdi artık evden dışarıya çıkasım yok. Sıkılmışım, doymuşum. Hatta beni dışarıya çağıracaklar diye ödüm kopuyor. Gideyim, sıcacık evimde dizimi izleyeyim istiyorum.

“İki sene önce maneviyatla ilgilenmeye başladım”

Eskiden böyle biri değildim dediniz, sizdeki bu büyük değişimi tetikleyen ne oldu peki?

Bir arkadaşım vasıtasıyla maneviyatla ilgilenmeye başladım iki sene önce, sağ olsun. Daha önce biri bana gelip, sen bu yola gideceksin falan dese şaşırırdım. Ama bu Allah tarafından sana bir gün geliyor işte…

Neler değişti peki hayatınızda?

Eskiden sabahın 6’sında yattığım oluyordu. Bu kimsenin etkilemesiyle olan bir şey değil, insana bir anda geliyor. Tasavvufla ilgilenmeye başladım. O his gelmezse, o kitapları okuyamazsın zaten. Biraz da o tarz şeyleri okudukça, daha çok olgunlaştım ve daha farklı düşünmeye başladım…Pürlen Kıyat Karakuş ile beraber enerji çalışıyorum. Antalya’da yaşıyor. Çok iyi dost olduk. İnanılmaz ama, her gün enerji çalışıyoruz. Ama bunun yanı sıra kendi zihnimle ilgili tasavvuf hocalarını dinliyorum.

“Arayış içerisindeyken doğru yolu buldum”

Size nasıl etkileri oldu?

Adımlarımı daha sağlam atmaya başladım. Diyorsunuz ya hani daha “farklı biriyle karşılaştım” diye. İki sene önce olsa böyle biriyle karşılaşmayacaktınız. Daha farklı biriydim. Ben arayış içerisindeyken doğru yolu buldum.

Eşinizden ayrıldığınızı söylediniz. Nasıl bir ayrılık dönemi yaşandı?

Son günlerde çok görüyorum; o kadar kötü boşanmalar var ki. Yok bana bunu yaptı, bana şiddet uyguladı, yok beni aldattı… Bizim hiç öyle bir kavgamız yok. Ama bizim ev içerisinde ikimizin de huyları bambaşka. Anlaşamazdık zaten. Şimdi olmasa bir sene sonra ayrılırdık.

Sorun neydi?

Zevk aldığımız şeyler aynı değildi. Bunlar çok önemli evlilikte. Neden kendimizi zorlayalım ki? Nereye kadar zorlayabilirim onun hoşlandığı şeyler yapmak için? O da benimkilerden hoşlanmadı.

Tüm bu deneyim ve değişiminizden sonra, son bir mesaj vermek ister misiniz okuyucularımıza?

Çocuk yapmak için evlenenleri çok görüyorum. Evliliğini kurtarmak için çocuk yapanları görüyorum. Bunlar o kadar yanlış ki… Yürümeyen bir evlilik bir kaç sene sonra zaten muhakkak bitiyor. Olan o çocuğa oluyor. “O bunu diyecek, aman bir çocuk doğurayım, aman şöyle bir yerim olsun” Bunları kovalayarak yapılan her iş zaten yarım kalıyor. İnsanların beklentileri için değil, kendin için yaşayacaksın. Bir de kadınlara önerim mutlaka vücutlarının sesini dinlesinler. Her rejim, her spor herkese göre değildir. Araştıracaksın, bol bol okuyacaksın. Kendini yenileyeceksin. Dışarıda çok şık olup evde bakımsız olan kadınlar var. Evde de bakımlı olmak gerekir. Bakım şart, yemek yapmak şart, öğrenmek şart…1

reklam

YORUM YAP