DOLAR 36,0229 % 0.14
EURO 37,2480 % 0.17
STERLIN 44,7292 % 0.18
FRANG 39,5856 % 0.07
ALTIN 3.358,71 % 1,52
BITCOIN 97.699,01 0.7

SÜREYYA ACAR İLE SERAMİĞİN BÜYÜLÜ DÜNYASINA YOLCULUK

Yayınlanma Tarihi : Google News
SÜREYYA ACAR İLE SERAMİĞİN BÜYÜLÜ DÜNYASINA YOLCULUK
reklam

Seramik Sanatçısı Süreyya Acar, biçimlendirdiği sanatsal formlar ile birey ve toplumların özgürlük ve yaratıcılık yolundaki sancılı sürecine de ayna tutuyor. Kilin büyülü dünyasını akademiden sonra keşfeden sanatçı çamurla dansını verdiği eğitimlerle gelecek kuşaklara da aktarmayı şiar edinenlerden … Yıllarca emek vererek kurduğu atölye ve eğitim çalışmalarının yanı sıra şimdilerde özlemini çektiği kişisel sanat çalışmalarına yoğunlaşan sanatçının büyülü dünyasına yolculuğa hazır mısınız? Keyifli okumalar…

 

Bize kendinizden bahseder misiniz?

Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri, İç Mimarlık, Tekstil gibi farklı alanlarda eğitim ve çalışma hayatından sonra ikinci üniversitem (2002 -2007) MÜGSF’ ile sanata açılan sonsuz bir yolda buldum kendimi. Sosyal sorumluluk projeleri, çocuk sanat eğitimleri ve Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde; 2012-2022 yılları arasında ‘Yaratıcı Sanat’ dersleri alanlarında çalıştım.

Pandemi sürecinde eğitim ve ders programlarımı azaltarak, özlemini çektiğim sanat çalışmalarıma yoğunlaştım.  Akabinde sergi teklifleri ve planlarım da yoğunlaştı. 17 Mart -25 Nisan 2024 tarihlerinde, İBB Ataköy Baruthane Müzesi’nde kişisel sergimi gerçekleştirdim.

Neden seramik? Hangi tekniklerden faydalanıyorsunuz?

Aslında tamamen ‘Egemenlerin’ söz sahibi sonucu seramikle buluştum. Resim bölümünden iyi bir puan almama rağmen mülakatta benim deyimle ‘oynanan oyunlara’ denk gelince ikinci seçeneğim olan seramik bölümüne girdim. İyi ki de girmişim. Karışık teknikle duvar çalışmalarımın yanısıra, stoneware kil ve porselenle çalışıyorum.

Seramik, yüksek oranda sabır ve doğruluk gerektirir. Sabırlı bir insan mısınız?

Sabır, detaycılık ve teknik bilgi gerektiren bir alan. Güzel sanatlara girmeden önce ‘sabır ‘benden uzak bir terimdi. Ancak uzun yıllar çocuk sanat alanında ve seramikle çalışmam, beni sabır konusunda inanılmaz bir boyuta getirdi.

Ortalama bir çalışma gününüz nasıl geçiyor?

Düzenli mesai saatlerinde çalışacak bir yapıya sahip değilim. Bazen sabah, bazen akşam geç saatlere kadar her gün çalışmaya özen gösteririm. Öncelikle ortaya çıkaracağım çalışma için ciddi bir düşünce-yaratım sürecini oldukça sancılı geçiririm. Bu çalışma süreci içinde okumalar, düşünceler ve akabinde uygulamalar gelir.

İdeal çalışma ortamınızı nasıl tanımlarsınız?

Her şeyden soyutlanmış olmalı. Aksi halde çalışmaya geçmem görev gibi geliyor.

Doğa ile ilişki her varlığın yaşamındaki en önemli ilişkidir. Bu eserlerinize nasıl yansıyor?

Doğa gözümüzün önündeki en güzel sanat eseridir. Tabii yok etmediğimiz sürece… Doğanın bana sunduğu seramik(kil) de doğanın bir parçası, yani bir şekilde hep alıyoruz. Ve bu da beni düşündürüyor. Toplumdaki sosyal sorunlara değinmekten, şimdiye değin direkt doğanın katliamına dair bir çalışma sürecine girmemiş olsam da önümdeki projelerimde bu konu da var. Ayrıca eğitimlerimde en çok ele aldığım elzem bir konudur.

 

Eserleriniz içgüdülerin, elementlerin gücüyle dolu; esin kaynağınız nedir?        

Toplum ve Yaşam. Yarattığım her eserde bizzat yaşadığım, gördüğüm, hissettiğim durumları, toplumdaki sosyal aksaklıkları aktarmayı kendime bir görev addettim. Zaman zaman bunun dışına çıkmaya çalışsam da sanatçı sorumluluğundan kaçmak gibi geliyor. Örneğin; yaptığım bir laleyi bile önünde sonunda sosyal duruma bağlıyorum. Ve kimi zaman kendime söylenip; biraz daha duyarsız, keyfe keder, sadece estetik odaklı çalışmam konusunda kendime uyarı yapıyorum ama nafile…

Seramik yaparken farklı, daha iyi bir dünyaya mı kaçıyorsunuz?

Bazen ‘evet’, genelde ‘hayır’. Zira zaman zaman ortaya çıkan sert anlatımlar beni de şaşırtabiliyor. Planladığım çalışmaya başlarım. Bir noktadan sonra kil, beni ele geçirerek doğaçlama bir şekilde yol alarak özgürce şekillenir.

Seramiğin hayatınızda önemli bir rol oynayacağını ilk ne zaman hissettiniz?

Fakültede diğer bölümlerden seçmeli dersler aldığım için seramik bölümü hariç resim, heykel ve tekstil bölümlerinde daha fazla zaman geçiriyordum. Gerçekte mezun olduktan sonra seramiğin büyülü dünyasını keşfettim. Sanırım yıllar sonra girdiğim okul baskısı üzerimden kalktığı için olsa gerek atölyemde çamurlarla dans etmeye, oyun oynamaya başladım. Özgürlük alanının en geniş olduğu sanat dallarından biri olması da etken oldu.

 

 

Eğer bir sanatçı olmasaydınız…

Şarkıcı olmak isterdim, belki de iyi şarkı söylemediğim içindir. Ve tabii ki şarkı söylemek de sanat gibi evrensel bir dil olduğu için…

 

Sanatta neyi sevmezsiniz?

Sanatta taklit ve kopyacılığı sevmem. Her alanda olduğu gibi popüler, şişirilmiş kişi ve eserlerin sanata olumsuz katkısı bir yana, sanat kültürü olmayan toplumların ilerlemesine de engel teşkil ediyor.

 

Sanatsal kişiliğinizin ana özelliği nedir?

Kesinlikle yaratıcı ve özgün olmak. Aksi benim için boşa efor sarf etmektir. Günümüz için ütopik bir yaklaşım da olsa piyasa koşullarını düşünmeden bağımsızca üretmek…

 

Ustanız kim?

Anlatı, öğreti ve aktarı yapan her hoca ve usta benim için çok değerlidir.  Atilla Galatalı’ ya hayranlığım seramik dünyasına girmemde kesinlikle etkili olmuştur.

 

Gelecekle ilgili planlarınız neler?

Sanatın da yazı gibi bir aktarım dili olduğu varsayarak, daimi bir şekilde insanlığa dair anlatımlarla aktarımlar yapmaya devam edeceğim. Her bireyin bu evrende bir sorumluluğu var. Eğitimlerimde de bu sorumluluk bilinci ile hareket ederek, aydın nesiller yetişmesine katkı sağlayabilmek umudu ile hareket ediyorum.

Her bir sergi veya proje bittiğinde daha yeni başlıyorum mantığı ile daha çok çalışmam gerektiğini anlıyorum. Zira sanatta düşüncelerin aktarımı ve paylaşımı ile kitlelerle iletişim kurabiliyorsunuz. Bu çok önemli, zira iletişimle birçok şeye çözüm bulabiliriz.

 

 

 

reklam

YORUM YAP