

Uluslararası ödüllü mimarımız Hakan Kıran;
“Yerin altındaki tarih mirasımız, üstündekinden daha fazladır.”
İstanbul’un ilk AVM’si olan GALERİA’ın proje sorumlusu olarak başladığı meslek hayatına, Yeşilköy’deki MYDONOSE SHOWLAND projesi ile devam ettiren Hakan Kıran hep ilklere imza atarak kendisini duyurdu. Dünyanın birçok ülkesinde devam eden projelerinin yanında ülkemizdeki kültür mirasımızın korunması için yenileme projeleri ile uluslararası ödüllere layık görüldü. Göktürk’te imzasını attığı Larus Palas ile inşaat sektörüne yeni bir ivme kazandırdı. Mimar Hakan Kıran’ı mesleğinin zirvesine taşıyan başarı grafiğini, genç mimarlara örnek olacak yaşamını sizler için konuştuk.
Hakan Bey, ‘mimar kimdir’ diye sorarak başlayalım söyleşimize…
Mimarlık yaratıcılık fonksiyonunu, insanların yaşam fonksiyonuyla birleştiren hem rahatlık hem de bakanlara bir şey anlatmasını sağlayacak yapıyı yaratan kişidir. Mimar yaptığı işlerle ortamı rehabilite etmekten sorumludur. Kötü bina, kötü görüntü insanların huyunu suyunu bile değiştirir hatta çıldırtabilir. Bireysel bina olarak değil tabii ki tüm çevre ve şehircilik anlamında bunu söylüyorum.
Mimarlık çocukluk hayaliniz miydi? Tasarım gücünüz çocukluğunuzdan keşfedilmiş miydi?
Ben Zonguldak’ın kasabasında çocukluğumu geçirdim. O ortamda tasarım gücünün farkedilmesi zordu ama iç güdüsel olarak yansımaları vardı tabii ki. Bir çit yapılacaksa bile ona bir mekan oluşturmaya çalışırdım. Büyüdüğüm yer Fransızların oluşturduğu bir maden kasabasıydı ve doğru yapılaşmanın verdiği huzurla büyümüştüm. O yapılaşmanın etkisiyle orada gelişen entellektüel ortam, suçun hiç olmaması, herkesin mutlu yaşaması benim hep mutlu olmamı sağladı. O yüzden bugünkü çocuklara içim acıyor.
Üniversite sınavında hangi bölüm tutarsa ona giden çocuklarımız var, siz mimarlığı isteyerek mi seçtiniz?
Benim ilk tercihim olmuştu. Sınavdan çok yüksek puan almıştım. Başarısız olsaydım madende çalışacaktım. Büyüdüğüm kasabanın bana kattıklarından dolayı sanırım ismini koyamasam da mimariye olan ilgim artmıştı ve her bölüme girebilecek olmama rağmen bu bölümü tercih etmiştim. Son derece mutluyum. Çünkü mimarlık için gereken, genetik ve kültürel referanslardır. İnsanlar başka ülkelerde yaşayarak donanmayı mimarinin merkezi zannederler ama değildir. Kendi geleneksel yapımızı çağdaş yorumlayabilme kapasitesi asıl merkezdir.
Ünlü bir mimar olarak İstanbul’u nasıl tasvir edersiniz?
İstanbul boğazıyla, doğasıyla,çevresiyle çok avantajlı bir şehir. İkincisi de geçmişi, 8 bin yıllık yaşam. Bilinen tüm kültürlerin atalarının geçtiği bir tarih. Geçmişte yaşananlar hep bir izlerini bırakmışlar bu şehre. Ama bu çok önemli mirası yemeye çalışan, bizden sonrakilerin çok iyi anmayacağı bir periyodu yaşıyoruz.
Marmara depremi sonrasında şehir planlamalarında ne gibi farklılıklar yaşandı?
İstanbul dönüşmedi ki, daha kötüye gidiyor. Yenilenme adına yapılan binalardaki enflasyondan dolayı burayı terkedecekler de etmiyor çünkü herkes bir eve girdi küçük de olsa. Anadolu’da kalmadı herkes İstanbullu oldu. Köklerimiz kalmadı, kim olduğumuzu bizden sonrakiler unutacaklar. Binalarda yatırımlık oldular. Kimin babaevi kaldı İstanbul’da. Ben Larus’u yaparken bunu hedeflemiştim mesela, insanlar torunlarına bırakabilsinler demiştim. Alt yapı çok büyük sorun. Adı üstüne alt yapı, insanların verdikleriyle önce alt yapı yapılır. Ben alt yapımı kendim yaptım bina yaparken. Bunu kimse sorgulamaz herkesin derdi kafasını bir yere sokmaktır. Alt yapı düzgün yapılsa herşey planlı olsa zaten harika bir İstanbul’da yaşıyor olurduk.
Yurtdışındaki projelerinizden bahseder misiniz?
Ortadoğu ve Avrupa ülkelerinde projeler yapıyoruz. Kazakistan, Tataristan, Katar, Türkmenistan, Lizbon, Çin’e kadar iş yapıyoruz.
Larus Palas’ı diğer projelerinizden ayıran özellikler neler?
Larus Palas’ta donanımımı icra etme fırsatını buldum. Türkiye’de çok az proje yapabiliyorum. Çizdiğim projeyi uygulamıyorlar. Herkes en ucuz, en küçük olanı seçme amacında bu da bana uymuyor. Alan da var çünkü kimse sormuyor satın alırken. Ben Larus’u kendi edindiğim deneyimlerle, öğrendiklerimle, kendi paramla, istediğim teknolojiyle Göktürk’te yaptım. Belki yanlıştı belki doğruydu, Nişantaşı’nda olsa daha yüksek fiyatla satardık ama benim için önemli olan bu bölgede bir şey yaratmaktı. Burayı seçmemin nedeni de burada yaşıyor olmam ve diğer bölgelerdeki rant kavgaları.
Şimdi Larus Loft yapılıyor…
Evet, o daha küçük dairelerden oluşuyor. Daha yatırımlık ya da küçük ailelere hitap eden bir proje. Larus Palas’la aynı özelliklerde. Binanın altı her zaman üstünden önemlidir. Alttan su alan, tesisatında kanserojen kullanılan bina kötüdür. Herkes çocuğuna yatırım yaptığını sanıp ev alıyor ama bu özelliklere dikkat etmiyor. Bu da bizim kültürel eksikliğimizden kaynaklanıyor. Kendi geleceğimizle ilgili bile teorimizle pratiğimiz arasında fark var.
Eşiniz iç mimar, beraber hangi projelere imza attınız?
Beraber çalışmıyoruz genelde çünkü eşle çalışmak çok zordur ama Larus Palas’ta iç tasarımları kendisi yaptı.
Bu çalışma temposunda çocuklara vakit ayırabiliyor musunuz?
2 kızım, 1 oğlum var. 2 kızım da mimar olma yolunda. Ayırmaya çalışıyorum. Üzüntü duyduğum şeyler var ama belli bir ideolojin varsa, belli bir hedefin varsa fedakarlık yapmak zorunda kalıyorsun.
Göktürk’te severek gittiğiniz mekanlar?
Hepsine gitmeye çalışıyorum. Burada çevremizdeki herkesi desteklemeliyiz. Her ne kadar olumsuzluklar var ise de Göktürk’ü çok seviyorum. Burası benim sosyal çevrem dolayısıyla her mekana gidiyorum. Kötü olanlara bile sorunları gidip söylüyorum.
Üçüncü havaalanı ve köprü projelerinden sonra Göktürk’te fiyatlar artıyor, esnaf dükkan kapatmak zorunda kalıyor, bu projeler yapılırken

KADIRKIR>05322535500>ISTANBUL>TR>>>>
Sorun sadece fiyatların yüksekliği değil, esnaflar doğru yönde, doğru seçimle iş yaparsa, insanlar da çevresini desteklerse sıkıntı olmayacak. Olması gereken planlanmadığı için diyoruzki herkes dükkan kapatıyor, hayır kapatmayan var. Öncesinden iyi düşünüp, düzgün karar alınması lazım. Dükkanın kirasına bakılır, yapılacak iş bunu götürecekse iş yeri açılır yoksa açılmaz zaten. Bizim hobi olarak açtığımız Gezi İstanbul örneği gibi.
Göktürk’teki fidanlık projesinden bahseder misiniz?
İçeride yapılacak kulenin olma ihtimali var. Benim en başından beri hayalimdi, böyle bir park yapmak. Şimdi bir kıyıdan başlamış olduk. Kule projesi de aslında bir simge oluşturmak amacıyla yapılacaktı. Esas önemli olan bunun yapılmasına Göktürk halkının yardımcı olması gerekiyor.
İlerisi için projeleriniz neler?
Ofisimiz eğitim yeri gibidir. Gücümüzün yettiği kadar gençlerle görüşüyoruz. Ama asıl işimiz yapmaktır. Yaptığımız her şeyi kendimizi anlatan örnek gibi görüyoruz. Bundan sonrasında da Türkiye’de de hayalim doğal bir kasaba yaratmak. Kemer Country model ama tek sosyal statü durumu var. Sokakları olan duvarları olmayan her statüden insanın birlikte yaşayabileceği, benim çocukluğumdaki gibi bir kasaba yaratmak istiyorum.
İçten sohbetiniz için Country Life okurları adına teşekkürler.